Türkler Hakkında Merak Edilenler
Türkler
hakkında merak edilen 117 soru… bilim adamları ve aydınlardan alınan yanıtlar…
Türkler
nasıl ortaya çıktı?
Türkiye
jeolojik olarak nasıl doğdu?
Anadolu
kime ait?
Türkler
Müslümanlığı zorla mı kabul etti?
Marmara’da
büyük deprem olmayabilir mi?
Türkler
aptal mı, zeki mi?
İstanbul
nasıl keşfedildi? Adı nereden geliyor?
Türkler
hakkında doğru bildiğiniz yanlışlarla yüzleşmeye hazır mısınız?
TÜRKLER
Türkiye
ve Türkler Hakkında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar..
İÇİNDEKİLER
1. Türkler nasıl ortaya çıktı?
2. Türkler Müslümanlığı zorla mı kabul etti?
3. Türkler aptal mı zeki mi?.
4. Kime benziyoruz?. .
5. Yunanlılarla akraba mıyız1
6. Türkiye’de göktaşı avcıları var mı’?
7. Türkler uzaya çıktı mı?.
8. Asalak bir ülke miyiz? .
9. 17 Ağustos 1999′da kaç kişi “küçük kıyamet”ı
yaşadı’
10. Piri Reis Kolomb’dan mı yararlandı?
11. Ermeni soykırımı iddialarına cesetler yanıt
verebilir mı . . .
12. Hangi fay kırılırsa, hangi büyüklükte deprem
olacak
13. Türk halkı atom bombasına sahip olmak
istiyor mu? .
14. Türk bilimi nasıl doğdu? Dünya biliminde
yerimiz neresi .
15. Bilimde neden geri kaldık?.
16. Haliç’te hazine var mı?
17. Türkiye ile Yunanistan birleşecek mı?
18. Deprem Avcılar’ı neden yıktı
19. Türk kurbağası yok mu olacak?.
20. Marmara Denizi önceden gol muydu1
21. Adalar fayı 17 Ağustos depreminde kırıldı
mı1 .
22. Atlantis kıtası Troia mı?
23. Nükleer savaş Türkiye yüzünden mı
çıkıyordu?.
24. Ne söz verdik, ne kadarını tuttuk?
25. Bilim adamlarımızdan neler bekliyoruz? .
Nuh’un
gemisi Karadeniz’de mi?,,
Lenin
ve Tolstoy Türk kökenli mi? .
….
90. İstanbul depremi diye bir şey var mı?
91. Türkiye rüzgar enerjisinden yararlanabilir
mı?
92. Çamlıca Tepesi’ndeki antenler radyasyon
yayıyor mu?
93. Deprem kansere yol açar mı?
94. KAF nasıl doğdu?
95. Lyrne hastalığına yakalanmış olabilir mıyız?
96. Türkler nükleer santralleri işletemez mi?
97. Deprem deniz çekilmelerinin nedeni olabilir
98. Osmanlı Devleti devşirmelerden mi
oluşuyordu?
99. istanbul en riskli nıcgakentler arasında
kaçıncı sırada’
100. Savaşlar depreme yol açar mı? .
101. Ünlü devlet adamları hangi hastalıklardan
öldü?
102. Nemrut Dağı’ndaki heykeller neyi
simgeliyor? .
103. Depremden sonra İstanbul manzarası nasıl
olacak?
104. Türkiye’de küresel ısınmanın etkileri başladı
mı?
105. Peri bacaları ve Pamukkale nasıl oluştu?
106. Anadolu kime ait?
107. Nükleer yakıt konusunda Jısa bağımlı olacak
mıyız?
108. Noel Baba’nın kemikleri çalındı mı?
109. Çernobil Boğaz’ı etkiledi mı?
110. Rum ateşinin sırrı neydi?
111. Kandilli Rasathanesi dinamitleri ne diye
kaydetmiş?
112. Atılay denizaltısındaki cesetler bozulmamış
olabilir mi?
113. Türk halkının deprem korkusu gece mı uyanıyor?
114. İstanbul Boğazı’nda iki tanker çarpışırsa ne
olur?
115. Marmara Denizi’ni kaybediyor muyuz?
116. Barajlar deprem üretir mi?.
117. Yerleşik hayat Anadolu’dan mı yayıldı?
….
Türkler
nasıl ortaya çıktı?
Türk
kelimesi bugünkü şekliyle ilk olarak Orhun Alfabeleri’nde geçmekte. Kelimenin
gelişimi TÖRÜK TÜRÜK TÜRK şeklinde olmuş. Ne anlama geldiği
konusunda değişik görüşler bulunmakla birlikte yaygın olarak “Güçlü”,
“Kuvvetli”, “Töreli” anlamları kabul görüyor.
Bunun
dışında “yaratılmış”, “türemiş” anlamına geldiğini öne süren görüşler de yer
alıyor. Türk kelimesini, Türk devletinin resmî adı olarak ilk kullanan siyasi
kuruluş “Göktürk Devleti” olmuş.
Türkler’in
in ilk anayurdu ise “Orta Asya” kabul ediliyor. Orta Asya, doğuda Kingan
dağlarından batıda Hazar Denizi’ne, kuzeyde Sibirya kıyılarından, güneyde
Himalaya ve Karanlık dağlarına kadar uzanan çok geniş bir bölgeyi kapsıyor.
Orta Asya içerisinde Türklerin ilk yaşadıkları yerler AltaySayan dağlarının kuzeybatısı
ile Hazar Denizi’nin kuzeydoğusu arasındaki düzlükler.
Yenisey’de
“Andronova” denilen yerdeki bulgular sebebiyle Altaylılar “Andronova insanı”
adım almışlar. Altaylılar Türklerin ilk ataları olarak kabul edilmekte. Bunlar
MÖ 1700′den itibaren Altay ve Tanrı dağlan çevresine yayılmaya başlamışlar.
MÖ
1100′de başlayan göçler Çin’in Kansu ve Ordos bölgelerine gerçekleşmiş. Burada
oluşturulan kültüre Karasuk kültürü deniliyor.
MÖ
700 yıllarından MS.II. yüzyıla kadar Türkler sürekli hareket halinde olmuş.
Özellikle MS’den sonra olan göçler daha geniş çaplı olmuş ve önemli tarihi
sonuçlara yol açmış. Batıya yapılan göçler Hazar Denizi ve Karadeniz’in
kuzeyinden olmuş, Balkanlar ve Orta Avrupa’ya kadar gidilerek buralarda Hunla r
Avarlar Bulgarlar Macarlar Pecenekler Kumanlar Oğuzlar gibi devletler
kurmuşlar. Afganistan ve Kuzey Hindistan’a göç edenler Akhunlar (Eftalitler)
devletini meydana getirmişler.
11.
yüzyılda ise kalabalık Oğuz boyları Anadolu’ya yoğun olarak göç etmiş. Bunun
sonucunda da Anadolu’da Türk Tarihi başlamış. (İlk Türk devletleri, Anadolu
Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Beylikleri, Osmanlılar, TC.)
Türklerin
tamamı Orta Asya’dan göç etmemiş, kalanlar Hun, Göktürk, Uygur gibi güçlü
devlet ve imparatorluklar kurmuşlar.
Fransız
tarih araştırmacısı Jean Paul Roux, “Türklerin Tarihi” (Kabalcı Yayınevi) adlı
kitabında Türklerin ortaya çıkışını söyle anlatıyor:
“Veylerin
kendilerine karşı 458 yılında sürdürdükleri saldırılar sonucunda oldukça zayıf
düşen Juan juanlar (Avarlar), yeniden bağımsızlıklarını elde etmek için
sabırsızlanan Töleslerin sürekli isyanlarına karşı koymak zorunda kalırlar
(503, 516, 521). Bu yılmaz isyankârlar tek başlarına başarılı olamayınca
komşularını da bu ayaklanmaya katmaya karar verirler. Onlarla temasa mı geçmişlerdir,
yoksa ne istediklerini komşuları mı tahmin etmiştir? Belli değil. Her ne olursa
olsun, Altay kabilelerinden biri 546′da Tölöslerin bu planlarından haberdar
olur ve onları Juan juanlara ihbar eder ve ayaklanma başlamadan bastırılır.
O
güne kadarki bilgilerimiz dışında kalan bu boyu önceleri isminin Çince yazılışı
olan Tukiu’yle (Tu küe) tanıyoruz. Bu adın içinde ya tekil olan Türk ya da
büyük bir olasılıkla çoğulu olan arkaik (aynı şekilde göz önüne alabileceğimiz
Türküt’ten ziyade) Türük kelimesi gizlidir. Daha sonralan 581 sularına ait bir
yazıtın ortaya koyduğu gibi bu sözcüğün Sogdcası Trük’tür. En sonunda bu isim,
gerçek haliyle, Türk ya da Türük yazılımıyla, VIII. yüzyıla ait büyük
yazıtlarda yer alır.
Türk
kelimesi ‘güçlü’ ya da ‘güçlüler’ anlamına gelmektedir ve hiç şüphesiz ki bu
ifade, kavme ya da boya ilişkin bir kimlikten değil, siyasal bir örgütlenmeden
kaynaklanmaktadır. Bu isim tüm dünyada sükse yapacaktır, çünkü günün birinde
Müslümanlar Tukiulerden başka boyların da aynı dili konuştuğunu fark edip
hepsine Türk ismini vereceklerdir. Çünkü Tukiuler Türkçe konuşanların dünyasına
müthiş bir damga vurmuş ve canlanma getirmişlerdir.
Tarihte
Bumin Kağan olarak tanınan, Çinlilerinse Tu men olarak tanıdığı Tukiulerin
lideri Bumin, Juan juanların kağanına yaptığı hizmetin farkındadır ve karşılık
olarak kızlarından biriyle evlenmek ister. Bu duruma öfkelenen kağan ‘Sizler
Altay Dağları’nda bizim silahlanmızı imal eden demirci kölelerimiz değil
misiniz?’ diyerek Bumin’i reddeder.
Demirci;
bu kelimenin üstünde durmaya değer. Türkler yalnızca hayvan yetiştiricisi
olmakla kalmazlar, ürettikleri nefis bozkır sanatı eserlerini şöyle bir
düşünürsek, aynı zamanda maden işleyicileri olmalarına da şaşırmamalıyız Bu
sanattaki ustalıkları kendilerine büyülü bir güç vermektedir; demirci ile
Şaman, çağdaş bir Yakut atasözünün dile getirdiği gibi ‘aynı yuvadan’ çıkmadır.
Ergenekon adı verilen ve yüzyıllar boyunca dilden dile aktarılacak olan bir
mitte, hapis oldukları dağlardan bir demir madenini eriterek kurtuldukları
anlatılır.
Bumin,
Juan juanların cevabı karşısında çok kırılır ve alınır. Köle ha! Derhal
elçilerinden birini Vey hanedanından bir prensesi istetmek için Çin sarayına
gönderir. Onun gözünde bu Vey prensesi bir Avar hem de kendileri için Çin
İmparatorluğu’nun yardımlarından, lütuflarından faydalanma imkânı vermektedir.
Gayet yüksek bir unvan olan ‘İmparatorluğun Damatlığı’na erişen bu Türk, artık
hıncını engelleyemez ve başkaldırır. Bumin’in ordusu Juan juanlarla ilk
karşılaşmasından tam bir zaferle çıkar. Juan juanların kağanı kederinden ölür
ve imparatorluğu bir anda yok olup gider (552). Bumin ‘kağanlık’ şanını kendi
üzerine geçirerek Moğolistan’daki nehir yörelerine, daha doğru bir deyişle
‘Ötüken Tepesi’nin kutsal ormanı’ denilen yere gidip yerleşir. Biz burada, Tu
kiulerin bozkır imparatorlukları kurma geleneği içinde yer alma isteklerini,
ayrıca Hiong nular ve Juan juanların miraslarını devralıp onların yaşadıkları
topraklara yerleşmedeki azimlerini görüyoruz. Türkler ötüken Ormanı için şu
şarkıyı …
Kaynak: birazoku